Sepetinizde ürün yok.
Risale-i Nur'un geçmişine böyle bir bakıldığında, alınan mesafenin şükür gerektirecek bir mazhariyet olduğunu görmemek körlük olur. Onun, minicik kağıt parçalarına yazılmışp rutubetli dehlizlerden muhataplarına ulaştırıldığı çetin günler geride kaldı. Bin bir ihtimamla, göz nuru dökülerek elde edilen teksirlerin yerini şimdilerde az çabayla her yerde baskıya ulaşabilen matbaa teknikleri aldı.
Risale-i Nur ülkesinin sınırları aşıldı ve artık dünyanın takip ettiği temel kaynaklar biri haline geldi. Onlarca dilde evrensel insan, onun okuduğu Kur an ve kâinatı okuyor. bunlarla ilgili olarak hemen her günün yeni bir etkinliğinin haberi geliyor; seminerler, sempozyumlar, konferanslar birbirlerini izliyor. Nitelikli üniversitelerde kürsüler genişliyor ve ona ait yenilikler akademik tezlere konu oluyor. Risale-i Nur. “İzm”lerin iflas ettiği yaşlı dünyamıza, Kur'an deryasının arızalı bir dersi olarak kendi rengi ve deseniyle hitap eden bir umut kaynağı...
Henüz çok az sayıda insan tarafından ve el marifetiyle çoğaltılarak gizlice yayıldığı dönemde. diyen Üstad'ın bir hayali daha hayat mevcut durumda. Bugünleri ihsan eden Rabbimizin, yarının nesillerine neler lütfedileceğini tahmin etmek zor olsa da gelecek günlerin daha geleceğinden şüphemiz yok.
Dünya Kur'an hakikatlerine koştuğu böyle bir dönemde, yakınında olduğu halde onun nur iklimine giremeyen bir neslin varlığı da gerçek. Bu nesil, araya gelen duvarları aşıp Risale-i Nur'a ulaşamıyor; Ulaşıp da anlayamadığı için ondan mahrumiyet yaşıyor.
Evet, din adına ortaya çıkmamız gereken çaba kadar dilimizin muhafazası için de tutulmamızın net olması şartı. Bu yöndeki ilişkiler Risale-i Nur'un tutumu, takdirlerin üstünde. Dilin muhafazası konusunda Risale-i Nur'un yerine getirilmiş işlevi kimse inkâr edemez. Ancak yolu durmadan ona uğramayan büyük bir kitle var ve yol Nur külliyatı arasındaki mesafe her geçen gün ortaya çıkıyor.
Öte yandan dilimiz, dünya dili olma yolunda dikkat çekici adımlarla ilerliyor.
Görmemiz gereken başka bir gerçek de yurt dışında yaşayan ve dilimizi canlı tutacak unsurlardan uzak büyümek zorunda kalan yeni nesiller.
İşte bu üç zümrenin göz önüne alan yayınevimiz, diğer dillere çevrilirken riayet edilen ölçüler çerçevesinde bazı tasarruflarla Risale-i Nur'u bu insanların da anlayabileceği bir dille yayımlamaya karar verdi. Bu ürünün üç temel hedefi var:
İşte bu çalışma, böyle bir fikrin ürünü. Hedefi olan insana, onu ulaştırabilmek için atılan samimi bir adım...
Peki bunun için ne yapıldı?
Öncelikle Risale-i Nur'un mesajının günümüz diliyle ve en açık biçimde kapsamlı esası alındı. Ancak bu yapılırken, asıl maddenin dokusunun bozulmamasına dikkat edildi. Anlamanın kolaylaşacağı yerde, isimlerin karşılığındakilerin seçilmesinin yanında, uzun cümleler bölündü ve aynı malzemeyle yeniden kuruldu. İstilahta yer alan operasyon ve Nur külliyatının anahtar kavramları aynen korundu, değiştirilmedi.
Her ne kadar azami dikkat, titizlik ve titizlik gösterilmeye çalışılmış olsa da, bize bakan kısımlarda mutlaka eksiklikler, kusurlar ve gözden kaçan noktalar olacaktır. Samimiyetle atılan bu adımın, okurlarımızdan gelecek yönlendirmelerle gerçek mecrasını bulacağımızdan şüphemiz yok.
Bu vesileyle başta Adnan Kayıhan ve İlhan Atılgan beyefendilere, yapılan düzenli günlük tenkit, yorum ve katkılarını esirgemeyen hocalarımıza teşekkür ederiz.
Hiç şüphesiz hatalar bize, güzellikler ise eserin pek muhterem müellifine aittir.
Süreyya Yayınları
Sayfa Sayısı: 955 Sayfa Yazar: Said Nursi